M.Can Mazlumoğlu, 1973 Ankara doğumluyum. Hayalperest, olmayanı yaratmaya meyilli, heyecanlı, meraklı, sonuna kadar giden olarak tanımlayabiliriz beni. Ama tek kelime ile şunu söyleyebilirim kendim için: Satıcı…
Lisanlı basketbol oynadım, MTA, Hortaş Yenişehir, DSİ, Mülkiye derken 16 yaşında 18,5 aylık bir sağlık problemiyle hastaneye yattım, tüm gün elimde kalem ve resim kağıdı ile dergilerin karikatür sayfalarına bir şeyler çizip onları dergilere yollardım. Kendimi bildim bileli DJ’lik merakım var, 10 yıl Ankara Palas devlet konuk evinde organizasyonlar yaptık, onun haricinde her yerde, herkese müzik çaldım, eğlendim, eğlendirdim…
Her şeyin koleksiyonun yapabilirim, sanata, tarihe ve doğaya hayranım. Doğa ve tarih tutkumu motosikletle gezerek tatmin etmeye çalıştım, sanata olan heyecanımı resimler çizerek ve sanatın peşinden giderek çözdüm. El emeği mesleği olan bir babanın birebir kopyasıyım, babam sanatkar terziydi, insanlığım ona benzesin başka bir şey istemem diye yaşadım. Çerkez bir annenin gözünde hala bebeği sayılan bir evlat olarak yaşamaktayım.
Ben ilk satışımı herkes gibi doğduktan sonra anneme yapmışım 🙂 Klasik şeyler acıktım, gaz çıkarmama yardım et, oyuncak al, anne süt lazım gibi ihtiyaçlarımı ağlayarak, bağırarak, gerekli kapanışları yaparmışım. 1977-80 yıllarında Çankaya ‘da oturduğumuz sitede 240 daire vardı, elime bir kutu, kapı kapı dolaşarak bir şeyler satmaya çalışıyordum. Tüm kapıları gezdikten sonra kutumdaki eşyaları değiştirerek tekrar kapıları çalmaya giderdim, bazı komşularımız bize gelmiştin can unuttun mu? dediğinde hayır unutmadım, o zaman kutumda olanlar artık yok hepsini aldılar, bende yeni bir şeyler koydum, bunlar yeni görmediniz diyerek satış çabamı devam ettirmeye çalışırdım.
Satış bende doğuştan gelen bir eylem, içimden gelen heyecan, sonuna kadar gidilmesi gereken hedefti. İnsanları gün içerisinde zaten sürekli bir şeylere ikna etmeye çalışmıyormuyuz. Sinemaya gitmek için, dışarıya çıkmak için, seyahate çıkmak için hep bir ikna kabiliyetimiz var aslında; bunu bir mecburiyet olarak değil doğal olarak yapıyoruz, iş olarak yapmaya başladığımızda bazılarımız için zor bir eylem oluyor, zor eylem benim yaşam felsefem olmuştu.
Diğer insanlardan farkım; ben satış yapmaya hep devam ettim. En zoruda kendimi kendime satmaya çalışmam oldu. !!!
Bir şeyleri yapmaya planladığımda önce kendimi ikna etmeye çalışmam gerekiyordu, bunun içinde kendime basit ama ulaşılabilir hedefler vererek kendimi yapmayı planladığım şeye inandırıp heyecanlandırmam gerekiyordu. Eğer heyecanlandıysam o iş benim için doğru iş ve harekete geç artık demek oluyordu.
Mimar olmak istiyordum, eğitimler aldım, sınavlara girdim senden mimar olmaz ressam ol dediler, peki dedim istemesem de. El becerimi hobi olarak kullansamda esas benim işim, mesleğim başkaydı, sat, satman lazım, sen bundan mutlusun. İkna etmek bende bağımlılık gibi bir şeydi sanırım, insanları ikna ettiğimde mutlu oluyordum.
Bu çabamı iş olarak yapmak için her genç gibi sigorta sektörüne girdim. Maaşlı değildim; acenta açtım, vergi mükellefi oldum. Yaş 23 hadi bakalım dedim ve başladım. Önce yaptığın şeye inanmak gerekir felsefesine inandım, sonrasında bizi askerdeki gibi komando eğitimine aldılar resmen. Heyecanlı ve keyifliydi, önce satıcı, sonra ekip kurmalar derken çok keyifli geçen bir süreç başladı.
1995’ten 2014’e kadar sigorta ve finans sektöründe satış ve satış eğitmenliğini sürdürürken, kendimce doyuma ulaştığımı düşünerek, işimi fesh etmeye karar verdim. Uluslararası bir şirketin Genel Koordinatörlüğünü yapmaya başladım, 7 ilde satış ve hizmet operasyonları kurdum, gıda sektörüne burada ilk resmi olarak girmeye karar verdim. Sigorta komandosu eğitimini aldığım beraber çalıştığım arkadaşımla gıda sektörüne farklı bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünerek bir yandan bir reklam ajansı kurup iş geliştirme üzerine firmalara nasıl katkı sağlarız diye çalışmaya başladık.
2000’den fazla gıda fabrikasının iş geliştirmesini yaptık, Türkiye genelinde restaurantların tanıtımlarını yaptık, markaların farklılıklarını ortaya çıkararak son kullanıcıya ilettik. 2018 ‘de Gıda Sanayim adlı gıda portalını kurmaya karar verdik, 3600’den fazla firmanın satış ağını çeşitli kaynaklarla bir araya getirerek gerek yurt içi gerekse yurt dışına satışlarını yapmalarına aracı olduk.
Bir yandan reklam ve prodüksiyon, bir yandan Gıda Sanayim çalışmaları devam ederken pandeminin başlaması sebebi ile aklımıza farklı bir fikir geldi. Pandemi kısıtlamalar başladığında bir çok kişi gıda ürününü stok yapmaya başladı, 3 değil artık 5 alıyorduk, panik vardı, çünkü bilmiyorduk bizi ne bekliyor? Gıda fabrikaları üretimlerini hızlandırmaya başladı 24 saatlik çalışma dilimlerine geçmeye başladılar, üretim hızlandı, ihraacat arttı, bir yandan sıkıntılar var bir yandan fırsatlar çıkmaya başladı.
Pandemide üretim yapan gıda fabrikalarının bizim için yeni bir bakış açıcıydı. Onlar daha fazla satış yapmak istiyordu, bizimde bunu sağlatabilecek fikrimiz vardı. Daha fazla satın alma ve şef’in ürünlerin içeriğini bilmesi gerekiyordu, bunu duyurmak önlerine sunmak gerekiyordu. Bunun en kısa ve hızlı yolu digital platformlardı.
Bizde www.turkiyeninsefleri.com adlı portalı kurarak hem sektörün nabzını tutabileceğimiz hemde sosyal bir platform kurmuş olacaktık. Şefler, baristalar, satın almalar, restaurant ve cafe sahipleri, hotel işletmecileri, toptancılar veya son kullanıcılar bile bu portaltan fayda sağlayabilecek.
Yurt dışından çeşitli şeflere ulaştık, projeyi çok beğendiler işin içinde olmak istediler, Türkiyenin sayılı gıda üreticilerinden Sultan ET ve Antalya Reçelcisi sponsorluğumuzu yaptılar, 2021 mart ayının sonunda tam anlamıyla hizmet vermeye başlayacağız. Test yayınımızı 1 ay öncesinde yapmaya başladık, hatalarımızı görerek düzeltmelerimizi yaptık, şimdi sıra tüm kullanıcıların faydasını görebileceği portalımızı %100 çalıştırmak.
Türkiye’de bulunan tüm dernek ve federasyonlarla çalışmak için heyacanla bekliyoruz. Bir çoğuyla görüşmelerimiz oldu, 2-3 ay içinde herkesle iletişime geçeceğimizi tahmin ediyorum; sektöre faydalı olacağını düşündüğümüz bu projede sektörel lobini kurulmasında öncülük etmek istiyoruz diyebilirim.
Portalda neler var, şefler tarifler verecek, gurmeler söyleşiler yapacak, sektörün önde gelenleriyle röportajlar yapılacak, yurt dışından executive chefler olacak, üretici firmaların tanıtımları olacak, dünya şampiyonu olan baristalarımızın etkinlikleri olacak, Türk aşçılarımızın olipiyatlarda bizleri nasıl başarıyla temsil ettiklerini gösterebileceğiz.
Yurt içi ve yurt dışı fuarların ve etkinlikler bilgileri olacak, youtube saylarımızda yapmış olduğumuz çekimlerin görselleri olacak, üniversitelerde gastronomi okuyan öğrencilerin stajları ve sektörel tecrübelerini kazanmaları için çalışmalar yapılacak, şef eğitimi veren özel ve meb bağlı okulların çalışmaları olacak. Kısacası herkes her şeye doyacak diyebiliriz.
Yaklaşık 23 kişiden oluşan bir reklam ve prodüksiyon ekibinin el emeği çalışmalarıyla, 12 den fazla operasyonda görev yapacak yeni takım arkadaşlarımızla bu yeni maceraya atılmaya hazırız.