Psikolog Mehmet Cankesen

Merhaba!
Bir yıldır aktif bir şekilde psikolog olarak görev yapmaktayım. Üniversite eğitimimin bir kısmını Almanya‟da Universität Bremen „de tamamladıktan sonra Türkiye‟de Doğuş Üniversitesi (İngilizce) Psikoloji lisans bölümünü tamamlayarak meslek hayatıma başladım.
Şuan yüksek lisans eğitimime başlamak için çalışmalar yapıyorum aynı zamanda pandemi süreciyle birlikte bir yıldır hem online hem de yüz yüze terapiler uygulayarak mesleğimi icra ediyorum. Kadıköy, Caddebostan‟da bulunan Hayying Psikolojik Danışmanlık Merkezi‟mizde danışanlar görmekle beraber hem projeler yönetiyoruz hem de şirketlere danışmanlık hizmeti sağlıyoruz. Şuan üzerine çalıştığım Birleşmiş Milletler Mülteci Projesi ile toplamda 40 psikolog ile birlikte Suriyeli mülteci çocuklara psikososyal ve psikodrama ağırlıklı bir destek sağlıyoruz.
Bugün sizler için hazırladığım köşe yazımda pandemi sürecinde psikolojik sağlığımızı nasıl koruyabileceğimiz yönünde bir yazı hazırladım.


Pandemi Süreci ve Kaygı Bozuklukları
Covid-19 salgını tüm dünyanın işleyişini büyük ölçüde değiştirdi. Her geçen gün ortaya çıkan belirsizlikler ve çelişkili açıklamalar birçoğumuzun bu dönemde kafasının oldukça karışmasına sebep oluyor. Her geçen gün insanların bu virüs yüzünden acı çekmesi hatta yaşamını kaybetmesi bu dönemde yoğun stres ve kaygı yaşamamıza sebep oluyor. Tabi tüm bunların yanı sıra karantina süreçleri, sosyal hayattan uzaklaşmamıza ve içe kapanmamıza sebep oldu. Çoğumuzun işine devam edememesi, maddi sıkıntılar, ailevi problemler ve salgın endişesi hepimiz üzerinde bir baskı yaratıyor. Hepimizi zorlayan bir durum sonrasında insanların stres, endişe, üzüntü, çaresizlik ve kaygı hissetmesi beklenebilir ve bunlar doğal
tepkilerdir. Bundan dolayı kendimizi zayıf ya da güçsüz görmemiz böylesi dönemlerde
oldukça normaldir; ancak stresimizi daha şiddetli endişe ve paniğe dönüşmeden yönetmeyi öğrenmemiz önemlidir. Böyle bir salgın durumunda duygusal sağlığımıza dikkat etmek ve onu korumak, daha iyi düşünmenizi sağlayacağı gibi kendimizle birlikte ailemizi de korumamıza yardımcı olacaktır.
Mesela her gün ormanda yürüyüş yaptığınızı düşünelim. Aynı aktiviteyi gece geç saatte ve karanlıkta yapmak ile gündüz yapmak arasında çok fark var. Etrafın karanlık olması, nerden geldiğini bilmediğiniz sesler duymanız karanlık ve belirsizlik içinde ilerlemeniz sizi endişelendirebilir. Korona virüs ve onunla ilgili belirsizliğe de bu açıdan bakıldığında, bunların çoğunun aslında kontrol edemeyeceğimiz ve bizim etki alanımız dışınızda olan şeyler. Bu dönemde “Sağlık Kaygısı” olmak üzere “Yaygın Kaygı Bozukluğu”, “PanikBozukluk”, “Agorafobi”, “Obsesif-Kompulsif Bozukluk” ve “Depresyon” gibi ruhsal sorunlarortaya çıkabilir.

Neden kaygılanırız?
Kaygı, vücudumuzun strese karşı verdiği doğal bir savunma tepkisidir ve kaygı bizim için, zarar görmemizi önleyen yerleşik bir güvenlik mekanizması olarak işlev görür. Eğer bu mekanizma iyi çalışıyorsa, tehlikeyi doğru bir şekilde değerlendirir ve kendimizi korumak adına normalden farklı bir şekilde tepkiler göstererek savunma mekanizmamızı aktif hale getiririz.
Stres ve kaygı ile nasıl başa çıkabiliriz?
Salgın gibi travmatik etkiye sahip bir durumda birçok insan aslında kaygı duyar, korkar ve bu korkuyu kontrol altına almak ve bu salgının stresiyle sağlıklı bir şekilde başa çıkmak ister. Bu anlamda ilk olarak neden paniğe kapıldığınızı anlamak ve nasıl hissettiğini fark etmek ve kabul etmek önemlidir. Tepkilerinizin farkında olmak, şu anda onlarla başa çıkmak için neye ihtiyacınız olduğuna karar vermenize yardımcı olabilir. Salgın ile ilgili sürekli kötü ve felaket içeren haberlere maruz kalsak da şu an izolasyon döneminde evinizde olmanın hayatınıza getirdiği olumlu yönleri görmeniz ve mevcut durumu yeniden anlamlandırmanız stresinizle baş etmenizi sağlayabilir. Stres ve sıkıntılarınızın yüksek olduğu zamanlarda zihninizde oluşan işlevsel olmayan düşüncelerinize ve duygularınıza odaklanmanız, tanımlamanız ve sonrasında düşüncelerinizi işlevsel ve gerçekçi biçimde sorgulamanız daha gerçekçi
düşünmenizi ve sonrasında buna uygun hissetmenizi ve davranmanızı etkileyerek stresinizi ve kaygınızı yönetmenize katkı sağlayacaktır. Tüm bunların yanı sıra bir hobi ile ilgileniyor olmanız, düzenli egzersiz yapmak, özellikle yoga ve meditasyon kaygıyı azaltma konusunda çok etkili olacaktır.
Bu köşe yazıma zaman ayırıp, sizler için hazırlamış olduğum bu çalışmayı okuduğunuz için teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Related Articles

Stay Connected

0BeğenenlerBeğen
3,871TakipçilerTakip Et
0AboneAbone Ol
- Advertisement -spot_img

Latest Articles