1- Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Herkese merhabalar ben Psikolog Elif Akyasan. Marmara Üniversitesi ingilizce psikoloji lisans bölümü mezunuyum. Lisans eğitimim boyunca mesleğimin teorik bilgilere dayandığı kadar pratik bilgiler dahilinde belli başlı eğitimleri tamamladım. Aynı zamanda kurum ve derneklerde, seminerlerde ve kongrelerde aktif rol oynadım. Birçok farklı kurumda psikolojik vakalar üzerinde çalıştım. Şu anda ise kendi kurmuş olduğum kliniğimde danışan hizmeti vermekteyim. Bu benim resmi kimliğim. Tabii bir de mizaç olarak tanıtmam gerektiğini düşünüyorum. Samimi ortamlar bana kendimi iyi hissettirir ve mesleğim sebebiyeti ile empati kurma yeteneğimin ileri boyutta olduğunu söyleyebilirim. Sınırlarımı koruyarak yapıcı olmak ve sürekli kendini geliştirmeyi amaçlamak kendi sınırlarım dahilindedir. Mümkün olduğunca farkındalığı arttırmak için çabalayan bir yapıya sahibim. Farklı yapıları ve kültürleri önemserim. Benim bütünümü de bunun oluşturduğuna inanıyorum.
Ben Psikolog Dilara Ocak. Marmara üniversitesi psikoloji mezunuyum. Eğitim dönemimi aktif geçirmeye özen gösteren bir öğrenciydim. Okuduğum makaleler, aldığım eğitimler , katıldığım araştırma ve inceleme grupları diplomama ek olarak bana bir çok şey kattı. Şu an kendi kliniğimde danışmanlık hizmeti vermekteyim. Alanım bireysel terapi, ergen terapi, aile/çift ve cinsel terapidir. Mesleğim için tanımladığım kimliğimin yanında bir de günlük hayattaki kişiliğimden bahsetmekte fayda görüyorum. Nezakete, birey olmaya, kadın haklarına önem veren bir yapıya sahibim. Elimden geldiğince başkaları için ne yapacağımı düşünür ve bunun için çabalarım. Yalnız alan içi değil, alan dışında da bilgi edinmeyi ve bunu etrafımda ki insanlara aktarmayı çok severim. Kısaca böyle tanımlayabiliriz kendimi.
2- Uzmanlık alanlarınızdan biri olan aile ve çift terapistliği yapıyorsunuz. Günümüz ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlişkilerin başlangıcı çoğu zaman büyüleyicidir. Görmezden geldiğimiz farklılıklar, belki düzelir diye umduklarımız, belki düzeltirim diye yola çıktıklarımız, kabullenmiş gibi görünüp aslında kabullenmediğimiz her şey ortaya çıkmak için sırasını bekler.
Her ilişkiyi başlatan şey aslında bireysel ihtiyaçlardır. Sevilme, değer görme, beğenilme ama en önemlisi anlaşılma ihtiyacıdır. Ortaya çıkan sorunların bir kısmını bu ihtiyaçların karşılanmıyor oluşu bir kısmını ise bu ihtiyaçları karşılama şekli oluşturur. Üzerine eklenen iletişim sorunları, problemi daha da çözümsüz görmemize neden olabilir. Örneğin; iletişimde yaşanan kazalar anlaşılma ihtiyacımız karşılamadığında kendimizi ifade etmekten vazgeçmemize, bazen duyulmak ya da anlaşılmak için daha yüksek sesle konuşmamıza, anlaşılma ihtiyacımız karşılanmadığında öfkelenmemize neden olabilir.
Çift terapisinin amacı çiftlerin arasındaki anlaşmazlığı çözmek için iletişim becerilerini öğrenmelerinin çok daha ötesinde birbirlerinin yaralarını görmeyi, onları sarmayı göstermektir. Çünkü çoğu çift bir tartışma sırasında birbirlerinin yarasını görmek yerine birbirlerine saldırmayı tercih eder. Bu da günün sonunda iki taraf içinde anlaşılmadığı, sevilmediği, önemsenmediğini hissini yaratır.
3- Uzun ilişkileri ayakta tutmanın sırrı nedir? Uzman görüşlerinizi alabilir miyiz?
Sevgi, saygı ve sadakati ilk kategoriye alabiliriz. Günümüzde sevgisiz ilişkiler mevcut durumda. Mantık evliliği olarak nitelendirilen bu evlilikler maalesef uzun soluklu olamıyor. Mantık bir süre sonra devre dışı kalabiliyor. Psikoloji yönünden de olmayınca ağır hasarlar veren sevgi, mutlu ilişkide olmazsa olmaz denilen temellerden biridir.
Saygı bütün ilişkilerin olmazsa olmazı olduğu gibi çift ilişkisi içinde bu geçerli. Sevginizin fazla olduğunu düşünüyorsanız bile saygı görmediğiniz ve göstermediğiniz ilişkiden uzak durmanız gerekmektedir. Küfür etme, ses yükseltme, isteklere ve yaşama karışma, bireysel yaşama saygısız bir partner sadece evliliği değil bir olarak kendi psikolojinizi de zedeler.
Ve sadakat. Sadakatten kastım dürüstlük. . Yalan söylemek ilişkiye huzursuzluk ve mutsuzluk getirir. Ne olursa olsun dürüst olmayı tercih etmelisiniz. Karşı tarafın üzüleceğim bilseniz bile dürüstlük çoğu zaman yalan mutluluktan daha kolay ilişkiyi kurtarır.
Aslında bunların toplamı olarak empati yapmak çok önemli. Size yapılmasını istemediğiniz bir şeyi karşı tarafa yapmamak gerekir.
4- Son zamanlarda boşanma oranları oldukça artmış durumda, sizce bu durumun temel sebebi nedir? Erken alınan evlilik kararlarının bu durumla ilgisi var mıdır?
Boşanma sebeplerini düşündüğümüzde aklımıza ne geliyor? Mali sorunlar, iletişim eksikliği, yasak ilişki ve bağımlılık listenin başında geliyor. Ancak, birçok çift için çok genç yaşta evlenmek yaygın bir sorundur.
Bir araştırma, katılımcıların %45’i tarafından çok genç yaşta evlenmenin boşanmanın başlıca nedeni olarak gösterildiğini gösterdi. Fakat bu, bir evliliğin bozulmasına tam olarak nasıl katkıda bulunur sorusu çok önemli. Bir insanın 20’li yaşlarının başında, 30’lu veya 40’lı yaşlarındayken gerçekten bir düşünce farkı var. Geç ergenliğinizi ve 20’li yaşlarınızın başını düşünün. O zamanki kişi ile bugün aynı kişi misiniz? Büyük olasılıkla, “hayır” yanıtını verdiniz. O zamanlar muhtemelen hala oldukça olgunlaşmamıştınız. Aslında araştırmalar, insan beyninin 25 yaşına kadar tam olarak gelişmediğini gösteriyor.
Hemen akıllara şu soru geliyor: Ama annem babam ve büyükannem ve büyükbabam gençken, insanlar genellikle liseden hemen sonra evlenirdi. O zamanlar insanların yaygın olarak eğitim alması mümkün değildi.
Zaman değişti. Şimdi, birçoğu üniversiteden mezun olana, bir kariyere sahip olana ve mali açıdan bağımsız olana kadar bekliyor. Bu süreç beyin gelişimini de etkiliyor tabii.
Bazı insanlar 20’li yaşlarının başında evlenecek kadar olgun olduklarını düşünürler. Ancak, ilgili zorluklar var. Evlilik çok büyük bir karardır. Uzlaşma ve müzakere gerektiren bir taahhüttür. İyi düşünülerek verilmesi gereken bir karardır.
5- Bu tür sorunların giderilmesi adına başlattığınız terapi sürecinden bahseder misiniz?
Her sorunun başlangıç süreci başka tabii. Bir danışman bu süreçte size ve eşinize nasıl etkili bir şekilde iletişim kuracağınızı ve medeni davranacağınızı öğretirken, siz genellikle boşanmaya eşlik eden duygusal, fiziksel ve finansal yasallıkları anlamaya çalışırsınız. Danışman aynı zamanda size ve eşinize gerçekten boşanmak isteyip istemediğinize veya buna ihtiyacınız olup olmadığına karar vermenizde yardımcı olabilir. Başka bir deyişle, evliliğinizin gerçekten kurtarılıp kurtarılamayacağına karar vermenize yardımcı olabilirler.
Boşanma öncesi danışmanlık, boşanmayla ilgili çelişkili ve/veya kafa karıştırıcı duyguları tanımlamanıza ve gidermenize de yardımcı olabilir. Son olarak, bu danışmanlık şekli size zorlu ve stresli deneyimler sırasında uygulayabileceğiniz sağlıklı başa çıkma stratejilerini öğretebilir.
6- Terapi sürecinden sonra çiftlerden aldığınız geri dönüşlerden memnun musunuz?
Kimi danışanlar kazandıkları farkındalıklar ile birlikte güzel bir şekilde ilerlerken kimi danışanlar 2. Seansa gelmeden drop edebiliyor. Terapi uzun soluklu bir süreç. Sabırlı olan kazanıyor denilebilir. Aldığımız geri dönüşler mutluluk verici. Bir insanın hayatına bu denli dokunabilmek beni mutlu ediyor.
7- Çiftler evliliklerinde veya ilişkilerinde karşılaştıkları hangi durumlarda terapiye başlamalıdır?
Tecrübelerime göre, giderek daha fazla çift terapiye ilişkilerinde erken başlıyor. Araştırmalar, kuşak yenilendikçe önceki nesillere göre daha sık terapiye girdiğini gösteriyor.
İnsanlar çift terapisini evli çiftlerin bir ilişkiden sonra ilişkilerini kurtarmak için yaptıkları bir şey olarak görürdü. Ama durum böyle değil – en azından artık değil. Özel muayenehanemde gördüğüm çiftlerin yüzde 50’den fazlasının evli olmadığını tahmin ediyorum. Terapi sadece başarısız bir evliliği kurtarmak için son bir çaba değil; insanlar da check-in için ilişkide daha erken gelir. Ve bu iyi bir şey.
Elbette, erken çatışmanın birlikte olmaları gerekmediğinin bir işareti olabileceği çiftler vardır, ancak birçoğu için ilişki becerilerini geliştirmek ve bireysel olarak büyümek için harika bir fırsat olabilir.
8- Alanında uzman bir psikolog olarak çiftlere vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?
İlişki sorunu asla bir kişinin problemi değildir dolayısıyla iki kişinin de bu problemi çözmek için bir şeyler yapması gerekir. Kendinize sık sık bu kişiyle neden birlikte olduğunuzu hatırlatmakta fayda var ilişkinin ilk heyecanını canlı tutmak için bu gerekli. İkinizde çok farklı insanlarsınız bunu zıtlık olarak kucaklamak faydalı olacaktır. Daha sağlıklı iletişim için ben ifadesini kullanın. Sağlıklı bir ilişki için terapiye gitmekten çekinmeyin.