Doç.Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER
YAŞAMIN ANLAMI
Yaşamın anlamı her insanın en azından bir döneminde kendine sorduğu bir sorudur…
Bu sorunun cevabının çok farklı biçimlerde kişilere göre değişkenlik gösterdiğini farkediyoruz.
Kendi içimizdeki anlam arayışı yaşam boyu sürüp gidiyor.
Nedir bu hepimizin kendine sorduğu sorunun cevabı? Yaşamımızın bizim için anlamı nedir, ne olmalıdır?
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine bir göz atalım.
Dünyaya geldiğimizden itibaren, yaşamda kalabilme çabamız birtakım ihtiyaçları da beraberinde getiriyor. Tecrübe kazandıkça, gelişip öğrendikçe temel ihtiyaçlardan daha üst seviyede ihtiyaçlara yönelmeye başlıyoruz.
En altta fiziksel ihtiyaçlar;
İkinci sırada güvenlik ihtiyacı ( fiziksel ihtiyacını karşılayan kişi, sonrasında geleceğini güvene alma ihtiyacı duyuyor, iş bulmak, sağlık sigortası yapmak, ev almak gibi…)
Üçüncü sırada sevgi ihtiyacı; (büyümek gelişmek, yeni adımlar atabilmek, motive olabilmek sevginin desteğini gerektirir. Bebek annesinden, yetişkin eşinden, yakın ailesinden, arkadaşından bu ihtiyacı karşılar.)
Sonra saygı ihtiyacı gelir. Bir gruba ait olmak, onaylanmak, övülmek, başarı, statü kazanmak gibi ihtiyaçlar da Dördüncü Sırada yer alır.
En üst seviyede kendini gerçekleştirme: kişisel tatmin, kişisel başarı, kişinin kendi potansiyelini tanıyıp ortaya çıkarması yer alır. İşte bu en üst seviyedeki ihtiyaç, yaşamın anlamını kavradığımız bu sorunun cevabını bulduğumuz seviyededir.
YAŞAMIN ANLAMI KENDİNİ DUYABİLMEK, DİNLEYEBİLMEK diyebilir miyiz?
Bir nevi kendimize empati yapabilmek, istek ve ihtiyaçlarımızı duyup, gelecek rotamızı biçimlendirmek için ihtiyacımız olan şey budur !!! KEŞİF…kendimizi keşfetmek…
Kendini tanıma ve yönetme süreci çok da kolay bir süreç değil, bu süreçte bazı engellerle karşılaşabiliyoruz. Çoğu kez yaşadığımız sorunların nedenini; olayları algılama, duyumsama ve tepki verme şeklimizin negatif döngüsünden kaynaklandığını görüyoruz.
İşte bu döngünün lehimize değişmesine MUTLULUK diyoruz.
Bu değişimi kimi zaman bir uzman eşliğinde yapmak gerekiyor… yeni rotamızı belirlemek için destek almamız gereken durumlar olabiliyor. Bu destek, LOGO TERAPİ ve EMDR desteği..
Sorunlarımız 3 kaynaktan geliyor:
1- Bireysel nedenler ( psikiyatrik, psikolojik, fiziksel rahatsızlıklar gibi )
2- Ailemizden kaynaklanan nedenler ( aile içi geçimsizlik, tartışma, şiddet, boşanma, sürekli hastalık, kayıp gibi …)
3- Çevresel kaynaklı nedenler ( iş stresi, iflas, göç, ekonomik sorunlar gibi… )
Ve bu sorunlara bizim verdiğimiz tepkiler , kalp çarpıntısı, terleme, migren, vertigo, vücut ağrıları, uykusuzluk, beslenme bozuklukları, sinirlilik, içe kapanma, mide- barsak sorunları;
Çocuklarda okul başarısızlığı, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, tikler, tırnak yeme, alt ıslatma, kekemelik, uyum sorunları şeklinde oluyor. Günümüzde koruyucu ruh sağlığı kavramı çok önem kazandı. Artık sorunlar ortaya çıkmadan ruh sağlığını koruma amaçlı pekçok çalışma mevcut.
Ortaya çıkan sorunların da çözümü mümkün mutlaka. Bu sorunların çözümünde yararlanılan teknikler içinde logo terapi VE emdr yaklaşımı çok önemli bir yere sahip
LOGO TERAPİ VE EMDR YAKLAŞIMI NE DEMEKTİR ?
Çocukluk çağı yaşantılarımız, öğrenme yoluyla bazı temel düşünce, ve inançlara sebep olur. Bunlara “ şema “ denilmektedir.
Bu şemalar katı düşünce kalıplarıdır ve kişilerin kendileri ve çevresine ait algılarını şekillendirmektedir.
Logo Terapi uyumlu olmayan davranışlar üzerine odaklanır.
Logo Terapide, bireye tedavinin mantığı aktarılıp, stres yaratan durumlarla karşılaştığında, kaygıyla başa çıkmak konusunda kullanacağı teknikler öğretilir.
Tedavide kişi ile terapist o kişiye ait sorunları belirlemek için, iyi yaşam koşullarını amaçlayan bir ekip çalışması yaparak düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki bağlantılar konusuna odaklanırlar. Bu yaklaşım “şimdi ve burada” üzerine, yani o anda güncel olarak kişide kaygı, bunaltı yaratan sorunlar üzerine odaklanır.
Beyin de akson ve sinapslardan oluşmuş bir ağdır ve düşünce okyanusuna atıldıkça ne yazık ki hasar ve aşınmaya maruz kalır.
Emdr’ki amaç; Rahatsızlık verici olaylar kişinin beyinde izole olmuş bir anı ağında depolanabilir. Bu durum kişinin psikolojik olarak sağlıklı olmasını engeller. Eski malzeme defalarca tetiklenir durur. Bu durumu çözmek için ihtiyacınız olan bilgi beynin başka bir yerinde, başka bir ağdır.
EMDR “Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işlenme”ye başlandığında bu iki ağ birbirine bağlanıp, yeni bilgi zihne girip eski sorunlar çözülebilmektedir.
Bu yaklaşımlarla tedavi süresi genellikle kısadır. Hedefe yöneliktir.
Kişi potansiyelini kullanarak, yanlış düşünce ve algılarını farkeder, sorununu, gerçek olan durumlarla kendi içinde tartışır.
Ev ödevlerinden yararlanılır. Seansta bunların değerlendirmesi yapılır.
Hangi sorunlar için etkili bir yöntemdir ?
Logo Terapi ve Emdr, dünyada çok sayıda psikolojik sorunda uygulanmaktadır.
Panik atak, korkular, kaygılar ( sınav, sosyal kaygı, performans kaygısı ), eş ilişki problemleri, takıntılı davranış ya da düşünceler, uyku ve yeme bozuklukları, depresyon, yas, travma sonrası stres problemleri, cinsel sorunlar gibi problemler, çalışma alanlarıdır.
Genellikle 2-3 seanstan sonra amaçlanan hedeflere ne kadar sürede ulaşılabileceği ile ilgili terapistin bir öngörüsü oluşabilir.
Bazen 5-10 seansta sorunlar çözülürken, kişilik bozukluğu gibi geniş çalışma yapılması gereken vakalarda bu çalışma uzayabilir.
Bu yöntem neden tercih edilmelidir?
• Kanıtlanabilir, nesnel verilerle çalışır.
• Uygulamada teknik zenginliği sözkonusudur.
• Sadece güncel sorunlara değil, geçmiş yaşantı sorunlarına da odaklanır.
• Pratik, daha kolay sonuç alınabilmektedir.
• İlk yaşantılarımızdan kaynaklı çarpıtmaları saptayarak yerine işlevsel olan düşünce ve davranışları getirmeyi hedefler.
• Gelişime ve yeniliğe açık bir yapısı vardır.
Logo Terapi ve Emdr’nin asıl işlevi, insanın hayatına anlam kazandırabileceği amaç ve hedefler bulmasını sağlamaktır.
Bu noktada O, her türlü motivasyona değer verir ve bunların etkinlik kazanmasında yardımcı olur.
Her eylemin ardında yalnızca bir güdünün ya da birlikte bir çok güdünün rol oynadığını dikkate aldığımızda Logoterapi ve Emdr’nin, güçlü bir motivasyon değerine sahip olduğu ortaya çıkmakta.
Doç. Dr. KÜRŞAT ŞAHİN YILDIRIMER Sosyoloji mezunu olup Klinik Psikoloji alanında “Bipolar Bozukluk” üzerine tezini tamamlayarak yüksek lisans yapmıştır. UNIVERSITY OF NORTHWEST’de yine Klinik Psikoloji alanında “İntiharın Psikolojik Faktörleri” üzerine tezini tamamlayarak Doktora yapmıştır. Hem yüksek lisans hem de doktora eğitiminde üstün başarı belgeleri almıştır. Hazırlamış olduğu Doktora tezi uluslararası platformlarda yayınlanmıştır. Kürşat Şahin YILDIRIMER, ST CLEMENTS UNIVERSITY Psikoloji Ana Bilim Dalı’nda görev yapmaktadır.
Vermiş olduğu tüm eğitimler ve uygulamalar Türkiye Psikologlar Federasyon Yönetim Kurulunun 17/05/2021 tarih ve 2021/010 sayılı kararı ile akredite edilip onaylanmıştır.
Refleksoloji eğitimini ilk olarak İngiltere’de almıştır. MEB & Gençlik ve Spor Bakanlığı onaylı “Anatomi, Fizyoloji ve Refleksoloji ” konulu sertifikaya ve ayrıca St Clements University ve University of Northwest tarafından akredite edilmiş “ Klinik Refleksoloji ve Nefes Terapisi ” konulu uluslararası resmi geçerliliği olan eğitim sertifikalarına sahip olup, 2010 yılından itibaren mesleğini uygulamaktadır.
Mevcut bilgilerini geliştirmek ve daha ileriye taşımak için; Aile Psikolojisi, Evlilik ve Çift Terapisi, Hipnoz, EMDR alanlarında Türkiye Psikologlar Federasyonu tarafından onaylanmış sertifikaları bulunmaktadır.
Ayrıca; Gedik Üniversitesi’den Hücum Terapisi, Bilişsel Davranışcı Terapi, Cinsel Terapi, Aile Danışmanlığı, EMDR uygulayıcı eğitim sertifikalarına sahiptir.
“Kadın Psikolojisi, Taklitçilik, Klinik Psikoloji ve Mutluluk” üzerine yazdığı makaleler için Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği tarafından başarı belgesi ile ödüllendirilmiştir.
Eğitim ve gelişimin bitmeyen bir süreç olduğuna inanarak mesleksel gelişimleri takip etmekte; alanıyla ilgili sempozyum, seminer ve eğitimlere katılmakta ve değişiklikleri araştırmaktadır.
Üniversite, sosyal yardımlaşma ve dayanışma kulüp ve derneklere ait onur ve teşekkür belgeleri ile plaketlere sahiptir ve çok sayıda internet haber gazetelerinde köşe yazıları mevcuttur.
Ayrıca, bazı resmî kurumlar aracılıyla “Engelli Çocuk Kalmasın” projelerinde Refleksoloji çalışmaları ve Şiddet Mağduru Kadınlara gönüllü olarak Psikolojik destek çalışmaları bulunmaktadır.