Betül Kamer Gün kimdir? Öncelikle sizi biraz tanıyalım.
Kendini çocukların tanımaya ve çocukların ihtiyaçlarına yönelik eğitimler vererek rehber olmaya adamış bir eğitimcidir. İyi bir eğitimci olma yolunda üniversite dönemlerinde araştırma ve çalışmaya başladım. Ve dünyanın farklı yerlerinde öğretmenlik deneyimi kazanarak en iyi olmak için çok çaba gösterdim. Üniversite yıllarında tanıştığım Montessori eğitim sisteminin çocuklardaki etkisine dair gözlemlerim bu alanda daha fazla araştırma yapmamı sağladı. Öğrenci değişim Programı ile Oxford üniversitesine bağlı Montessori çiftlik okulunda çalıştım, devamında İstanbul’da, Toddler, 3-6 yaş ve 6-9 yaş seviyelerinde öğretmenlik yaparak her seviyede çocuklar hakkında bilgi ve deneyim sahibi oldum. Amerikan Montessori Society (AMS) İlham Veren Öğretmenler Bursuyla 2019 yılında New York’ta İlkokul Montessori eğitimi almaya başladım. 2019 yılından beri pek çok platformda farklı disiplinlerden öğretmenlere yönelik eğitim de vermekteyim. 2021 yılında Amerika’nın New York eyalati Brooklyn bölgesinde özel bir Montessori okulunda İlkokul Sınıf öğretmeni olarak farklı kültürden gelen çocuklarla çalışarak kariyerime yeni bir boyut getirmeye hazırlanıyorum.
Uluslararası Sertifikalı Montessori Öğretmenliği ünvanlıyla eğitiminizi Amerika’da tamamlayarak başarınızı kanıtlamış bir isimsiniz. Montessori eğitimi nedir?
Çocukların eğitim hayatında ne gibi etkilileri olur sizden dinlemek isteriz. Montessori eğitim sistemi çocukların erken yaştan itibaren kendilerini tanımalarına ve yeteneklerini keşfetmelerine olanak sağlayan, insan fıtratına en yakın eğitim yaklaşımlarından biridir. Maria Montessori eğitim yaklaşımını geliştirirken yöntem ve tekniklerden çok hedefe yönelmiştir. Bu hedefi de şöyle tanımlar; çevresine yönelen, çağına yaşadığı yere ve kültüre uyum sağlamış tam bir insanın gelişmesi… Montessori sistemi ilkokul yıllarında çocuğa evrenin bir bütün olarak gösterilmesini ister. Çünkü bütün soruların cevabı evrende gizlidir. Montessori geliştirdiği materyallerin evrenin anahtarlarını temsil ettiğini söylemiş. Bu anahtarlar beş ana hikâye olarak geçer. Okul başladığında çocuklara derslerden önce hikayeler anlatılır. Çocuklar bilim, Matematik, Sanat, Tarih, Coğrafyanın birbiriyle nasıl ilişkide olduğunu hikayeler yoluyla görür. Maria Montessori sisteminin özünü; insanların ve çevrelerindeki dünyanın bağlantılarını gösterebileceğimiz bir bilinç olarak anlatıyor. Bunun ne kadar farkına varırsan kendi potansiyelimizle yaşamda daha çok bağlantı kurabiliriz. En temel amacı çocuğa “Ben kimim?” sorusunun cevabını bulması için öğretmen rehber olmasıdır. Çocuğun eğitim yolculuğunda yaşamında anlamlı bir yol bulmasını hedefleriz. Bu hedef evrendeki düzen ve dengeyi göstererek kendilerini anlamalarını ve kendi yolunu çizmelerine destek olmaktır.
Dünyanın en başarılı eğitim sistemi olarak Montessori günümüzde isminden sıkça söz ettiriyor. Peki Montessori eğitim sisteminin başarılı sonuçlar vermesinin sebepleri nelerdir?
Montessori eğitiminde ilgi her şeye yayılır çünkü evrendeki her şey bağlantıdadır ve zihnin odağıda evrendedir. Yıldızlar, güneş, taşlar, doğa, canlılar bir ilişki içinde bir bütünü oluşturur. Evren hakkında bilgi sahibi olan çocuklar genelden özele doğru ilerleyen müfredat içinde bütün bilim dallarının bağlantılarını fark ederek evrendeki denge noktasını görür. Geçmiş ve gelecekte var olmuş ve olacak her şeye şükran duyar ve kendine insanlığa ben ne katkı sunabilirim diye sorarak yaşamındaki anlam noktasını arar. Montessori okullarında çocuklar sabahları üç saatlik çalışma döngüsüne ihtiyaç duyarlar. Bu çalışma döngüsünde çocuk ilgi ortaya çıktığında bölünmeden potansiyelinin en üst noktasına deneyimler. Bu sebeple okulda öğrenirken önce keşfeder, bilgi sahibi olur ve deneyim kazanır. Montessori müfredatı oluşturulurken çocukların gelişimsel özellikleri ve insani eğilimleri göz önüne alınarak her dört yılda hedefleri ve mottosu değişir. 0-6 yaş dönem çocuğu “ Bana kendim yapabilmem için yardım et ” 6- 12 yaş dönemine giren çocuklar “Kendim için düşünmeme yardım et” 12 -18 yaş döneminde “Kendimi bulmama yardım et” 18 -24 yaş dönemine geldiğinde “Kendimi desteklememe yardım et” sloganlarıyla harekete geçer ve tam bir yetişkinin doğumuna tanıklık ederiz. Bu sebeple Montessori sisteminden mezun olarak dünyada iz bırakmış kişilerin aldıkları eğitimin vizyonuna ve yaşamlarına katkısını her fırsatta vurguladıklarına tanık olabiliriz.
Alanında uzmanlaşmış bir eğitimci olarak Montessori eğitim sistemi uygulanışını dinlemek isteriz.
Montessori sisteminde, içinde bulunulan kültüre, topluma, geleneklere göre şekil alan, özünde çocukların somuttan soyuta geçişlerini kolaylaştıran çeşitli materyallerin bulunduğu dünyanın neresine giderseniz gidin aynı sınıf sistemine sahip sınıflarda eğitim verilir. Çocuklar sabahları sınıfa girdiğinde kendi evine gelmiş hissiyle güne istediği şekilde başlar. Bazen bir gün öncesinde kalan eksik işlerini tamamlar bazıları arkadaşlarıyla sohbet etmeyi tercih eder bazen de kitap köşesinde heyecanla birbirlerine kitap hakkında konuştuklarını gözlemlerim. Üç saatlik çalışma döngüsünde hangi dersten çalışmaya başlayacaklarını, gün içinde nerede kimlerle olacaklarını çoğunlukla kendileri karar verir. Bu şekilde öz disiplin kazanmalarına ve yaşamlarında bağımsız kararlar almalarına teşvik etmiş oluruz. Ders çalışacakları ortamı ve çalışma arkadaşını seçmede özgürdürler. Rehber gün içinde bireysel programın içinde Matematik, Dil, Tarih, Coğrafya, Biyoloji, Geometri ders sunumları verir. Dersi öğrendikten sonra dersle ilgili araştırmaları arkadaşlarıyla ya da kendi başına sürdürür. Bu süreçte öğretmenin görevi çocuğu olabildiğince merak ettirerek daha çok araştırma yapmasını sağlamaktır. Bu sebeple sordukları soruların cevaplarında, kendilerine yönlendirerek düşünmelerini daha çok araştırma yapmalarını teşvik etmiş oluruz. Çalışma döngüsü bitmesine yakın duyuru yapılır ve herkes halkada toplanır. Bu toplantılar sınıfın ritmine göre bazen çalışma döngüsünden sonra bazen okuldan ayrılmadan önce bir araya gelerek sohbet şeklindedir. Bu sohbetler okulun ilk haftaları sınıf sorumlulukları, arkadaşlık ilişkileri üzerine olurken dönem ortasında seçilen bir konu hakkında sohbet etmekten, düşüncelerini paylaşmaktan yada bir proje düşüncesini tartışmaktan büyük bir keyif alırlar . Bu zamanlarda kısa sunumlar yaparak ilgi alanlarını birbirleriyle paylaşırlar. Öğle arasında yemekten sonra bir saatlik serbest zamanları var. Öğleden sonra eğitim süreci atölye çalışmaları, okuma ve yazma derslerine yönelik birçok farklı etkinlik planlanır. Öğle yemeği için masaları hazırlamak, toplamak ve yemek sonrası temizlemekten kendileri sorumludur. Bu işi her gün rutin olarak birkaç kişi üstlenir. Montessori sınıflarında çocuklar aile samimiyetinde hissettiren bir topluluğun üyeleri gibidir.
Montessori eğitim sisteminin Türkiye’deki eğitim müfredatında yeri nedir?
Ülkemizde sayısı gün geçtikçe artan Montessori eğitimi uygulayan özel okullar Türk eğitim hayatında yerini almaktadır. Özellikle bu alanda devlette çalışan öğretmenlere yönelik seminer verdim. Öğretmenlerin uygulamalarından geri dönüşler olumlu yönde oldu. Türkiye’nin dört bir yanında özelde veya devlette çalışan bu işe gönül vermiş öğretmenler felsefesini, uygulamaları, materyalleri kullanarak interaktif ders anlatımı yapmaktadırlar. Ancak tam olarak sistemin entegre edilmesi için köklü bir değişime ihtiyaç var.
İlerleyen dönemlerde mesleki anlamda projeleriniz nelerdir?
İlkokul Montessori öğretmen eğitimini ülkemde uluslararası platformda vererek daha çok nitelikli eğitimci yetişmesine olanak sağlayacak bir proje üzerinde çalışıyorum. Aynı zamanda yurt dışında kazandığım bilgi ve deneyimi bir kitapta toplayarak daha çok eğitimci, ebeveyn ve çocuklara ulaşmayı hedefliyoruz.
Son olarak okurlarımıza ne söylemek isteriz?
Maria Montessori’nin en sevdiğim sözlerinden biri “Eğitimin sırrı, insandaki ilahi olanı tanımak ve gözlemlemektir.” Yani insandaki ilahi olanı bilmek, sevmek ve hizmet etmek. (Montessori, The Child, Society and The World) Uzun bir aradan sonra dünyanın her yerinde okullar kapılarını öğrencilerine açtı. Dünya eğitim serüveninde yeni bir yolculuğa çıkmaya hazırlanırken zaman, kurallar, rutinler değişmiş gibi görünse de yaşamımızda eğitimin bizlere katkıları ve sırrı aynı kalıyor. “Sürekli evrim geçiren çağımızda çevremizdeki kültürel gelişime bakınca çocuklara sunabileceğimiz şeylerin sınırsız olduğunu görüyoruz. Bu çocuklara verilecek ders programı haricinde, ilgi tohumlarını olabildiğince geniş saçmakla çok şeyin mümkün olduğunu bize hatırlatır Maria Montessori. Bu tohumlar zihinde ağırlık yapmaz ancak uygun zaman bulduğunda ekin vermeye hazır bekler. Çocukların zihinlerine ilgi tohumu ekecek ve onları tanıyarak hizmet etmenin yolunu keşfetmiş eğitimciler yetişmesini diliyorum.