Merhabalar Reyhan Yılmaz. Bize kısaca kendinizi anlatır mısınız?
- 10.11.1983 tarihinde, Ankara’da dünyaya geldim. Eğitim konusu; hayatım boyunca benim için manevi değerlerimden sonra gelen en önemli nokta oldu. Ortaokul eğitimimi Antalya’da tamamladıktan sonra, tekrar Ankara’ya dönüp özel bir okulda lise seviye eğitimimi tamamladım. Liseyi, beşeri ilişkilere verdiğim öneme eklenen farklı kültürleri tanıma isteğimden dolayı ‘’Yabancı Dil’’ bölümünde tamamladım. Daha sonra; Ankara Üniversitesi – İtalyan Dili Ve Edebiyatı bölümünden, geçirdiğim Kanser hastalığına rağmen eğitimden aldığım haz ve çocuklarıma rol model olma arzumla birlikte 2016 yılında mezun oldum. Hem üniversitede akademik hayatıma devam ederken, mesleki deneyimler kazanabilmek adına sevgili üniversite hocalarımın da desteğiyle İtalyanca- Türkçe dilleri arasında ardıl çeviri hizmeti alanında çalışmaya başladım. Mezuniyetimin ardından; totaliter yapının aksine sabit bir işte çalışmak yerine freelancer olarak çalışma kararı aldım. Bu süreç, bana çok yönlü çalışabilme kabiliyetini, insan analizi yapabilmeyi, her şeyden önce hayatıma yön vermek istediğim noktayı tanımam konusunda çok büyük destek oldu. ODTU Gev Koleji’nde ‘’İtalyanca Öğretmenliği’’ yaptığım ve pandemiden kaynaklı sıkıntıların doğduğu zamanlarda, kendimi hayalini kurduğum şirket için gerekli analizleri yapma fırsatı buldum ve yurtdışı bağlantılarımın ve yabancı dil yetilerim sayesinde ihracat&ithalat ve danışmanlık üzerine şirketimi kurdum. Dünyayı saran global epidemik hastalığa rağmen, insana verdiğim değer ve kendi içimde barındırdığım güvenle birlikte ülkemi doğru temsiliyet noktasında ve ticari kazanç noktasında güzel bir seviyeye ulaştım ve bu durumu daha da iyiye taşımak için son derece titizlikle işlerimi yürütmeye ve yönetmeye devam ediyorum.
- Dış pazar ve ihracat deneyimleriniz hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
- Öncelikle; satış politikaları açısından fark olmasına rağmen, dış Pazarın ve lokal pazarın ortak paydaşta iyi bir analize ve doğru iletişime ihtiyaç duyduğunu belirtmek isterim. Ülkemin; üretim ve ürün kalitesi açısından dünyanın ilkleri arasında yer alan ürün gamalarını bünyesinde taşıdığı aşikardır. Yalnız bu noktada; ürünü doğru üretip üzerine eklenen ar-ge desteğinden sonra bir ürünün dünya pazarındaki yerini doğru şekilde ancak ve ancak iyi bir marketing tekniğiyle alabileceğini düşünüyorum. Bunun içinse; bir ürünün markalaşması için gerekli olan tüm sınai haklarını ve dünya çapında yeterlilik belgelerini bünyesinde taşıması gereklidir. Daha sonrasında; ihracat yapmak isteyen bir Türk firmasının dünya çapında en iyi reklam ve tanıtım yüzü olacak bilişim araçlarını ( web sayfası- sosyal medya vb ) en yüksek derecede kullanması önem taşımaktadır. Çünkü; yurtdışı müşterisi için güven ve yaşayacağı bir sorunda muhatap bulması kriter bir öğedir. Bunlara ek olarak; gelen ithalat ve ihracat taleplerinden doğan ihtiyacın doğru şekilde karşılanması için; kilit ülke – hedef analizi, derin bir araştırma ve önceden edinilmiş network bu iş sürecinin en önemli ilk 3 temel taşıdır.
- Dünya ve Avrupa’da sektörün durumu nedir? Önde gelen üretici ülkeler hangileridir?
- Dünya ve Avrupa ekonomisindeki tüm dengeler son yıllarda değişmiş durumda. Son yaşanan Covid-19 pandemi sürecinde de bu durumun sadece dünyayı sağlık açısından etkileyen değil aynı zamanda ekonomik açıdan da etkileyen bir olay olduğuna hep birlikte şahitlik etmiş durumdayız. Globalleşen ve değişime uğrayan çağımızın artık savaş tekniklerinin; eski alışılagelmiş top- tüfekle değil; aksine gözle görülemeyen ve elle tutulamayan bilişim üzerinden siber saldırılarla ya da laboratuvar ortamlarında geliştirilen ve tüm dünyayı etkisi altına alan bir gövdeye sahip olduğunu gözlemlemekteyiz ve virüsün başlangıç noktası olan Çin’in, pandemi sürecinde tüm Avrupa ve diğer ülkeleri ekonomik ve sektörel açıdan uğrattığı zarar da bu olgunun sağlaması niteliğindedir. Bu durum; üretim kapasitesi sayesinde son yıllarda hızlı bir ivme kazanan Çin’in dünya atlasında ekonomik güç olarak yerini en üst seviyelerde almasını sağlamıştır. Eş zamanlı olarak; Avrupa ülkeleri gibi özgünlüğü benimsemiş üreticileri sarsmış; ve de daha ucuz Pazar arayışına giren ülkeler için farklı eğilimler doğurmuştur. En iyi üretici ve ihracatçı ülke olarak, 2020 yılında Çin ve arkasından onu takip eden A.B.D , Almanya, Japonya, Hollanda ve diğer ülkeler sıralamasını tabloda incelemekteyiz. Şimdilerde ise, Çin dünya pazarında üretim ve ihracat bağlamında zirvedeki yerini korumaya devam etmektedir ve Türkiye’de listedeki sıralamasını daha üst seviyelere taşımayı başlamıştır.
- Geçtiğimiz yıllarda belirlenmiş olan 2023 hedefleri konusunda sektör ne durumda?
Cumhuriyetimizin 100. Yılına denk gelen ve 2012 yılında açıklanan, ülkemizin dış ticarette ihracat odaklı büyüme sağlamasına ilişkin 2023 hedefleri ilk başta sektörel bir heyecan yaratarak ciddi bir kitlenin ilgisini çekmeyi başarmıştır. Yalnız; 2012- 2016 yılında sabote edilmek istenen ve büyük önder Atatürk’ün 1923 tarihindeki demecinde dile getirdiği gibi ‘’ Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.’’ Sözü ilk basamak alınarak Cumhuriyetimizin 100. Yılına denk gelen ve 100 maddeden oluşan bu hedefler her ne kadar sektör anlamında yol gösterici ışık olsa da, maalesef şu anda halen beklentileri tam anlamıyla karşılamamaktadır. Buradaki başarıyı, dünya ihracat analiz listesinde Türkiye’yi 17. Sırasından 10.cu sıraya taşıdığımızda konuşmak daha haklı bir duruş olacaktır kanısındayım.