Ankara doğumluyum. Tekstil ve moda tasarımı bölümü mezunuyum. Resim çizmek, tasarımlar yapmak ve renkler her zaman hayatımda oldu. Okulu bitirip İtalya’da 6 ay moda üzerine eğitim aldıktan sonra hemen stilist olarak çalışmaya başladım 3 yıl stilistlik yaptıktan sonra ailemin içinde olduğu güzellik sektörüne geçiş yaptım. Güzellik merkezi açtım. Kalıcı makyaj müşterilerimin dövme yapmam konusundaki ısrarı üzerine dövme hakkında bilgi edindim. Tabii bir ipte iki cambaz oynamıyor… salonumu kapattım ve bu işe yöneldim. Ankara’dan İzmir’e taşındım. Arkadaşlarım ve onların “bu iş zor sen yapamazsın.” demeleri ile gaza geldim tabii 🙂
Çizim yeteneğim ve renk bilgimle harmanlayarak kısa süre içinde öğrendim. Dövme yaptığım çalışma arkadaşlarımla yurt içi ve yurt dışında dövmeler yaptık. Dövme deyip geçmemek lazım. Bu insanlar dövmelerini yoğun duygular içerisinde yaptırıyorlar…
Kayıplar yaşayan, mutluluktan Yerinde duramayan, güçlü olan, güçlenmeye ihtiyacı olan, yaraları olan kişiler vardı aynı zamanda ses sanatçıları, futbolcular ve tiyatrocular da. O kadar çok dövme yaptım ki gerçekten sayısını bilmiyorum. Ve umarım 80 yaşına geldiğimde hala bu işi yapıyor olurum.
İnsanlara kalıcı bir dokunuş yapmak ve onların acısını, heyecanını, mutluluğunu paylaşmak tarif edilemez.
Biz bu işin sanat kısmındayız tabii o ayrı ama dövme bizim kültürümüz… güneydoğu Anadolu’daki ninelerimizde dedelerimizde… Dek ismi verilen şans getirsin nazardan korusun diye ellerine yüzlerine yaptıkları dövmeler var. Toplumumuzda devlet memurlarından tutun uçak hosteslerine kadar görünür yerde dövme olmama zorunluluğu koşuluyor.
Dövme yaptırmak iğnenin verdiği acıyı sevmek değil veya marjinal gözükmek… Kimi için totem, aksesuar bazen de ikinci bir şanstır. Çoğu zaman bunlar bize güç verir. Bazı insanlar düşünerek bunu başarırken bazıları görmek ister ve bedeninde hissetmek. Baskı altında kalmadan eleştirilmeden özgür bir düşünce ile hayat kısa o Dövmeyi yaptırın:)
–Eda İnanır’ı insanlar nasıl tanıdı?
– Çalışma hayatına adım attığımda net bir şeyin farkındaydım. Ailemin yapmış olduğu bir iş vardı ve Türkiye’de güzel işlere imza atmışlardı.
Ticaret yapan bir ailede büyürken şunu net öğrendim ki işinizi iyi yaparsanız başarısız olma şansınız yoktur.
Bu düşünce ile hareket ederek ne iş yaparsam hep en iyisini yapmaya gayret gösterdim. Çalışma hayatımda her ne meslek ile ilgilemediysem hepsinde sektörde olarak tercih edildim. Hizmet sektörü hem zor hem de kolaydır. Ne istediğini ve ne verebildiğini biliyorsan her şey kendiliğinden geliyor. Samimi olmak kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek ve sevmek yeterli.
– Size birkaç özelliğimden bahsedecek olursam;
– En sevdiğim renk: mavinin her tonu
– En sevdiğim müzik: Enstrümantal Müzik, pop müzik, halk müziği.
– En sevdiğim aksesuar: Dövmelerim
– Hangi Takımı tutuyorum: tam bir fanatik olmasam da Galatasaraylıyım.