29 Aralık 1984 Rize doğumluyum. Evliyim. 5 Yaşında bir kızım var. Başkent üniversitesi Beslenme ve Diyetetik mezunuyum. 12 yıldır diyetisyenlik yapıyorum. Öğrencilik hayatım boyunca hiçbir zaman sosyal dersleri sevemedim. Sanırım ezber benim ruhuma aykırı J Hep matematiksel kavramlar daha cazip geldi bana. Başka bir taraftan da meslek seçimi yaparken insanlarla ilişkim olsun istedim. Mühendislik bana uygun değildi. Tıp zaten farklı bir kapasite meselesi malum J Sayısalcıysanız çok da fazla alternatifiniz kalmıyor neticede. Ama ben tam da insanlara dokunabileceğim bir bölüm seçip diyetisyen oldum ve çok mutluyum. Babam çocuklarının doktor olmasını çok isterdi öğrenciyken. Belki doktor olamadım ama o beyaz önlüğü giyip babamın karşısına çıktığımda eminim onu mutlu edebilmişimdir J Bizim mesleğimiz sadece insanlara beslenme programı yazıp onları takibe almak değil; Bir nevi onların arkadaşı, sırdaşı, kimi zaman ablası kimi zaman kızları olmak demek.
Danışanlarımız ilk görüşmelerine geldiklerinde genelde mutsuz bir psikolojide oluyorlar çünkü ya sağlık problemleri ya fiziksel görüntülerindeki memnuniyetsizlik ya psikolojik olarak sıkıntılı oldukları süreçlerin ardından yaşadıkları kilo problemleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Bu süreçte karşınızdaki kişiye güven vermeniz çok önemli çünkü bu karşılıklı bir duygu alışverişi meselesi. Bizler danışanlarımızla saygı, sevgi, ilgi, disiplin, empati alışverişi içinde olmazsak başarıyı yakalamamız mümkün değil. Bu yüzdendir ki insanlar sevdikleri, güvenlikleri, hizmet almaktan mutlu oldukları meslek gruplarını nereye giderlerse gitsinler terk etmezler. J Sonrasında aramızdaki bağ güçlendikçe, birlikte çalıştığımız danışanlarımızın yakaladıkları başarılara şahit oldukça, paylaşımlarımız arttıkça yaşadığım mutluluğu tarif etmem mümkün değil. Hatta bazı danışanlarım gerçek hayatımda bana abla, kardeş, dost oldular. Hayatıma yeni insanlar kazandırdığı için, farklı hayatlara dokunmama izin verdiği için mesleğimi çok seviyorum J Ayrıca son dönemde yaşadığımız koşullar altında işimi online olarak da devam ettirebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
Size birkaç özelliğimden bahsedecek olursam;
Yakınlarım tarafından en net bilinen özelliğim inatçı olmam J Bunun oğlak burcunun getirisi olduğunu söyleyerek hemen sıyrılıyorum J
Tiyatrolara, konserlere gitmeye, arkadaşlarımla sosyalleşmeye bayılırım ancak son 1.5 yıldır maalesef bunların hiçbirini yapamıyorum L
Çocukları çok seviyorum. Bence onların dünyasından öğrenecek çok şeyimiz var.
Küçük bir şehirde büyümüş olmanın getirisi olsa gerek geleneksel birtakım özelliklerin devam ettirilmesini seviyorum. Özellikle de kalabalık aile sofraları favorim.
Sevdiklerime bağlı bazen de gereksiz kontrol ve koruyucu bir kalkan olma özelliğim var J
Karşımdaki kişi kim olursa olsun en başta beklediğim şey samimiyet. İnsanların birbirlerine karşı gerçekten dürüst ve samimi olduklarında çözülemeyecek hiçbir sorunun kalmayacağını savunanlardanım. BU röportaja zaman ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım siz de benim kadar keyif almışsınızdır.